BST Partisi Genel Başkanlığından:
"İKTİDARA TUTUNMANIN ERDEMİ"
Amacımız iktidara gelmek değil, iktidara tutunmaktır.
Önceleri amaç iktidara gelmek idi, şimdiki amaç: "İktidara tutunmak"
Kaybetme korkunuzu yenmeyi öğrettik
İmanı için altınından vazgeçenlerin oyu ile altın için imanından vazgeçenlerin iktidarı...
Sosyalizmi 69 fraksiyona bölen, bir partiyi ikiye üçe bölemez mi?
Akbaba ile korkutmak yerine güvercin ile bölmek...
Adalet, altını satın alamaz, ama altın adaleti satın alabilir...
Bugünkü yazımın konuları...
İKTİDAR MI ZOR TUTUNMAK MI?
Malumunuz olduğu üzere Benden Sonra Tufan Partisi (BST) her zaman iktidarı bir araç olarak görmüştür.
İktidar bendeniz, (Allah başınızdan eksik etmeye) başkanınızın, istek ve otoritesine hizmet için geçilmesi zorunlu olan bir yoldur. Demokrasiye olan ihtiyaç da bundan doğmaktadır.
Demokrasi, varlığımızı yasallaştırdığı ve önümüzü açtığı sürece erdemlidir.
Başkanın ve partinin hizmetinde olmayan bir demokrasi ancak nifaktır, haramdır ve yanlıştır.
Halkın görmediği ama bendeniz başkanınızın gördüğü lüzum üzerine, bu kez amacımız, "İktidara Gelmek" değil iktidara tutunmaktır.
İktidara gelme düşüncesi dünde kalmıştır; artık önümüze bakmalıyız.
Bırakalım, kendi acısı içinde kalanlar acılara tutunsun, ama biz, yüce halkımızın beklentileri için "iktidara tutunmalıyız..."
Ey benim için değersiz ama demokratik sayılar için değerli olan üyelerim...
Yıllardan beri sizin yerinize düşündüm, siz yağmurda iken sizin yerine saçaklara sığındım...
ne yaptıysam kendim için yaptım, eğer sizler için bir şey yaptıysam namerdim.
KAYBETME KORKUSUNDAN KURTULMAK
Düşünebiliyor musunuz? (Nah düşünebiliyorsunuz) Ben sizin yerinize zengin oldum...
Sorun bakalım, neden ben zengin olup da sizi fakir bıraktım?
Ey bu kadar akılsız olduğuna benim bile inanamadığım değersiz üyelerim; siz zahmet edip düşünmeyin, her zamanki gibi ben sizin yerinize düşünürüm.
Sizi fakir bırakarak, size uykularınızı teslim ettim.
"Ekonomik kriz gelirse bu servetim ne olacak?" diye kaygı duyan var mı aranızda?
"Ulan vergisini bile ödeyemediğim, bu paralar ya ortaya çıkarsa?" diye korkudan uykusu kaçan, "sahip olduğum AVM' depremden yıkılırsa?" , "Gemim Karadeniz'de batarsa?" diye kaç taneniz korku yaşıyor?
Hiç...
Fabrikalarınızdan, tarlalarınızdan, sanayi tesislerinizden sizi arındırmakla ne kadar isabetli bir iş yaptığımı görüyorum artık.
Hiç bir şeyi olmayanın kaybetme korkusu da yoktur.
Şükürler olsun, sizleri kaybetme korkusundan kurtardım.
KUTSAL İTTİFAK
Kendini değerli sanan sevgili Tiera Fuegalı hemşerilerim!
İttifakın ruhu, tarafların eşitliği temelinde sağlanan bir anlaşma değildir.
Ben parti başkanınız olarak, imanın iktidarını reddedip, altının iktidarını savunanlardanım.
İmanı uğruna elindeki altını benim uğruma feda eden değerli üyelerim;
Şimdi elinizdeki iman ile, benim elimde bulunan altının iktidarını güçlendirmenizi istiyorum.
Büyük fotoğrafı görün;
Sizin elinizde kalan imana karşılık gökyüzünün bütün kutsiyetini size bırakıyorum;
Benim naçizane altın iktidarımın, yeryüzü kaynaklarından başka neyi var ki?
Siz benim sefil yeryüzü kaynaklarıma dokunmadıkça, ben sizin gökyüzü varlığınıza asla ortak olmam.
İttifakımın ruhu; Ne siz benden... Ne ben sizden...
Bu amaçla, herkesin kendi mevzisini koruması adına, yaptığımız bu ittifakın, Patagonya başta olmak üzere, Uganda, Habeşistan ve Batı Roma imparatorluğuna hayırlı olmasını diliyorum.
İTTİFAKIN GEREKÇELERİ
Sevgili imanına sahip çıkarak altını bana devreden kuzucuklarım...
Bilgi, kadrini bilmeyenlerin elinde ateşten bir gömlektir. Bu açıdan insanları "Bilgili", "Bilgisiz" ve "kendini bilgili sayanlar" diye sınıflamak mümkündür.
Kendini bilgili sananlar, koşu bandında yürüyüp, mesafe aldığını düşünürler.
Bilgisizin koşu bandından bile haberi yoktur.
Bilgili ise bu zaafları "Altın İktidarı" için değerlendirendir.
Bilgisiz, daima imanı için altınını feda edip üstelik bundan mutlu olacak insandır; çünkü gökyüzünün sonsuz nimetlerinin ayağına serildiğini düşünür. Altının iktidarına ulaşmak isteyenlerin demokrasiyi tercih etmelerinin en önemli gerekçelerinden biri, bu sınıfın iradesini teslim etme konusundaki kararlılığıdır.
İktidar için amaç bu kararlılığın devam ettirilmesidir. (İttifak en geçerli yöntemdir)
Bir de "kendini bilgili sananların ittifakı" vardır. Bu konuyu "Siyon Protokolleri"nden bir paragraf ile açıklamak mümkün: "Avam tabakasından olan ve olmayan insanlara sadece küçük ihtirasları önemsiz kanaatlar , adetleri, ananeleri, hissi nazariyeleri rehberlik ettiğinden parti anlaşmazlıklarına düşerler, hatta tamamıyla uygun müzakere temeline dayanan herhangi bir anlaşmaya engel olurlar. Bir kalabalık güruhunun her kararı, bir çoğunluk ihtimaline veya çoğunluğa dayanır. Onlar siyasi sırları bilmediklerinden bir kısım gülünç kararlar ortaya koyarlar ki bunlar idareye bir anarşi tohumu eker. Siyasetin ahlak ile ortak hiçbir yönü yoktur..."
İşte bilgili olanlar, bilgisizlerin iradelerini teslim etme kararlılığı üzerine, kendini bilgili zannedenlerin beceriksizliğini birleştirerek krallıklarını devam ettirler.
GÜÇLÜ BÖLÜNMELER
Akbaba ile korkutmak yerine güvercin ile bölmek daha etkili yoldur. Benim parti ve başkanınız olarak gücüm sadece kendimden değil, biraz da sizin güçsüzlüğünüzden kaynaklanmaktadır. Benim teorisyenlerimden Çizgi roman Kahramanı Conan: "O kral, kendisine bakan gözlerin çaresizliğinden besleniyor..." dediği, karanlıklar ülkesi halkının gözlerini kör ederek, kralın besin kaynağını yok etmişti.
Bölme konusunda uzman olan akıl danelerim, geçmişte bir Komünist partisini 69 fraksiyona bölmüştü bu gün bir partiyi iki, üç partiye bölemez mi?
Bir plan ancak bir beyin tarafından yapılır... Çok beyinin yaptıklarından çok plan çıkar. Çok planın olması sistemi bir yere götüremez.
Demokrasiyi ciddiye alanlar, yönetimde de demokrasiyi uygulamaya başladıkları an, gerileme ve çökme dönemine girmiştir.
Onlar siyaset ile ahlakın asla yan yana olmayacağını bilmedikleri gibi demokrasilerin de göstermelik olduğunu bilmezler. Bu yüzden koşu bandında koşarak nefeslerini tüketirler.
Onların ittifakları, benim ittifakımı güçlendirmekten başka işe yaramaz.
ORTAK DEĞER
Benim ittifakım "altın" ortaklığına, onların ittifakı ise "Hak", "adalet" gibi kavramlara dayanır. Benim önerim somuttur. Dünyada sekiz milyar insan için altının anlamı aynıdır. Ama henüz, hak ve adaletin ne olduğu tartışılmaktadır.
Ama o güzel ve akıllarına kurban olduğum üyelerimin tartışmadığı bir gerçek vardır: "Hak" ve "adalet" ile altın alınmaz, fakat altın ile "hak" ve "adalet" satın alınabilir.
İTTİFAK MADDELERİ
1 - Ben barışçılım; dediğimi yaptığın sürece hiç bir sorun yok
2- Ben her zaman haklıyım.
3- Haksız olduğum durumlarda, 2. madde geçerlidir.
Sevgili üyelerim, sizi öylesine kıskanıyorum ki, sizin benim gibi bir başkanınız var ama maalesef benim, benim gibi bir başkanım yok.
Allah beni başınızdan eksik etmesin...
Laf aramızda, Afrika'nın bütün devlet başkanları da, sizin gibi üyelerim var diye beni kıskanıyorlar.
|