İNSANSEVER HAYVANLAR
İnsanların hayvanları sevmesi kapsamı geniş bir konudur.
“İnsan”, “Hayvan” ve “Sevmek” kavramlarını aynı cümlede kullanmak çok iddialıdır.
Örneğin ben ördeği çok severim; hem de fırında pişmiş olanını…
İşte “İnsan”, Hayvan” ve “sevmek” aynı cümle içinde kullanıldı.
Ya da Adanalılar öyle hayvansever ki, inanmazsanız hafta sonlarında Menderes Bulvarı’na bir göz atın…
Hayvanı iştahla seven binlerce insana rastlayabilirsiniz.
Bir celebin, koyunu sevmesi ile bir çocuğun koyunu sevmesi bir değildir.
Ama çocukta insan Celep de, Koyun, her ikisi için hayvandır, her ikisi de sevgi doludur.
Bir de hayvanbilincinin koyun sevgisi vardır.
O da bambaşka düşünceler peşindedir.
Gözlediği veya incelediği koyunlar direkt kariyerini ilgilendirmektedir ve bundan dolayı koyunları çok sevmektedir.
Bazı insanlar vardır, ezilmiş, itilmiş, horlanmış; tasmalarından tuttukları doberman ile gezerler…
Yine bazıları, efendi olma özlemlerini köpekle tatmin ederler.
Köpeğe verdikleri bir kemik karşılığında kendilerini Waterloo Ovaları’na tepeden bakan General Bonapart zannederler…
Görülüyor ki, insanların hayvan sevmeleri ahlaki açıdan yorumlara açıktır.
Ve bu sevgi har zaman iyi niyet ve samimiyet içermeyebilir.
Kalabalıklar içerisinde yalnızlaştıkça, hayvan sevgisi artan insanın sevgisi sorgulanabilir…
Bu açıdan kafama şu takılır;
Bir insanın hayvan sevgisi mi daha değerlidir? Yoksa bir hayvanın insan sevgisi mi?
Mesela hiçbir hayvan siyasi geleceği için bir insanın yüzünü yalamaz;
Hayvan ancak sevdiği insanın yüzünü yalar…
Mal, mülk edinmek, kariyerini korumak veya daha iyi olanaklara sahip olmak için insana yaranmaya çalışan hiçbir hayvan görmedim.
Esasında bu konu derindir;
Ama sizlerin “leb” demeden leblebiyi anladığınızı biliyorum…
Uzatmaya gerek yok;
Hayvansever bir insan benim nazarımda çok özel değildir; ama bir hayvanın sevdiği insan benim için çok özeldir.
(*) Bu yazımın ilham kaynağı; hayvanların çok sevdiğine inandığım Namık Kemal Biçer ve Mehmet Akdoğan’dır.
|